Yazan: Dr. İsmail Hakkı Serin
Tarih: 29/06/2022
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2020 yılında yayınlanan “İstatistiklerle Türkiye’nin İSG Görünümü” raporuna göre Türkiye’de, çalışanların %22'den fazlası “50 ve daha az çalışana sahip iş yerlerinde” istihdam edilmektedir.
Ülkemizde 50 den az çalışanı olan az tehlikeli işyerleri için iş sağlığı uygulamalarının bazı muafiyetlerle yürütüldüğü düşünüldüğünde, bu rakamın önemli sayıda çalışan için iş sağlığı sorumluluğu anlamına geldiği anlaşılmaktadır. Bu işyerleri, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam etmek/hizmeti almak zorunda değildir. Ancak işverenin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yükümlülükleri çalışan sayısından bağımsız olarak hala devam etmektedir.
6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununa göre işveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede;
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmak,
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izlemek, denetlemek ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlamak,
c) Risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmak,
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne almak zorundadır.
Yine aynı kanuna göre bu sorumluluklarını yerine getirirken işverenden;
a) Risklerden kaçınması.
b) Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmesi.
c) Risklerle kaynağında mücadele etmesi.
ç) İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermesi beklenmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği hizmeti yasada belirtildiği şekilde risklerin belirlenmesi, değerlendirilmesi, ortadan kaldırılabiliyorsa kaldırılması, kaldırılamıyorsa korunma esaslarının belirlenmesi, belirli aralıklarla risklerin ortamda varlığının ve çalışan sağlığını olumsuz yönde etkilenip etkilemediğinin kontrol edilmesi şeklinde yürütülen ve süreklilik gerektiren kendine has metodolojisi olan bir bilim dalıdır.
Bu kapsamda çalışan sağlığı çalışmalarının ilk adımını işe giriş/aralıklı muayeneleri oluşturmaktadır. Bu muayeneler; işe uygun çalışan, çalışana uygun iş ve işin çalışanın sağlığını bozmadığı ve işverenin asli sağlık sorumluluklarından olan “sağlık gözetimi”’ni layığı ile yerine getirdiğini göstermesi açısından önemlidir.
Söz konusu muayenelerin azami ne sıklıkla yapılacağı mevzuatta belirtilmişse de çalışan sağlığını tehdit eden durumların mevcudiyetinde bu işlemlerin tekrarlanması istenmiştir. İşe giriş muayenesi işe girişte, periyodik muayeneler az tehlikeli işyerleri için azami 5 yılda bir, özel politika gerektiren grupta yer alanlardan çocuk, genç ve gebe çalışanlar için en geç altı ayda bir defa olmak üzere periyodik muayene tekrarlanır.
Sağlık gözetimi kapsamında yapılan muayenelerin; 50’den az çalışanı olan iş yerleri için atamalı bir işyeri hekimi yok ise işyerinin bulunduğu yerdeki kamu hizmet sunucuları (toplum sağlığı merkezi, çalışan sağlığı merkezi, kamu hastaneleri vb.) veya aile hekimleri tarafından yapılması mümkündür. Ancak yine de çalışan muayenelerinin yasada belirtilen standartlarda (yasada detayları belirtilen belgeler ve tetkikler kullanılarak) yapılması gerekmektedir.
Yasal olarak 50’den az çalışanı olan az tehlikeli iş yerleri için böyle bir yol olsa da maalesef değişik sebeplerle kamu sağlık tesislerinde yapılan muayenelerin sıklıkla uygun esaslarla ve iş sağlığı bakış açısı ile ele alınmadığı görülmektedir. Atamalı olmayan ortak sağlık güvenlik birimleri veya kamu sağlık kurumu olmayan sağlık tesisleri aracılığı ile söz konusu muayenelerin yapılması bir diğer uygulama olarak karşımıza çıkmakta ancak bu uygulamanın işveren açısından yasal geçerliliği bulunmadığı gibi iş sağlığı açısından da beklenen faydayı sağlamayacağı aşikârdır.
Tüm bu gelişmeler 50 den az çalışanı olan az tehlikeli iş kollarındaki işyerleri için atamalı işyeri hekimi sorumluluğunu ikame edecek etkili bir yol bulunmadığını düşündürmektedir.
Yasal olarak zorunlu olmasa bile; çalışan sağlık sorunlarının, işin yürütüm şartları ile ilişkisinin iş sağlığı sistematiği içerisinde doğru değerlendirilebilmesi için, az sayıda çalışanı olan az tehlikeli iş yerlerinin de hekim hizmeti almasına veya kamu sağlık tesislerinde çalışan sağlığı için çalışmalar yürütecek birimlerin etkinliğinin artırılması ihtiyaç olduğu görülmektedir.